Deprecated: Automatic conversion of false to array is deprecated in /home/obidibidi/domains/bidibidi.com/public_html/galeri/include/debugger.inc.php on line 114
sanatçılar - Bidibidi Resim Galerisi

Bidibidi Resim Galerisi


Ana Sayfa Kayıt ol Giriş
Albüm Listesi Son yüklenenler Son yorumlar En çok bakılanlar En beğenilenler Favorilerim Ara
Ana Sayfa > Benim Resim Galerim > gülyabani > sanatçılar

En çok bakılan - sanatçılar
go776khankrdar.jpg
GÖKHAN KIRDAR43 kez bakıldı1970’te Aydın’da doğdu. Orta öğrenim sonrası İzmir’de, 1988’de Yıldız Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nü kazandıktan sonra İstanbul’da yaşamaya başladı. 1994’te ilk albümü “Serseri Mayın” -başta “Yerine Sevemem” adlı şarkı olmak üzere büyük ilgi topladı.

Sanatçı 1995' te "Tutunamadım" albümünü yayımladı. 1993’deki ilk film müziği çalışması olan “Gece, Melek ve Bizim Çocuklar”, Kırdar’ın ikinci albümü "Tutunamadım" da yer aldı.

Kırdar, 1995 yılında 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzikoloji Bölümü'nü kazandı. 1997 yılında , kendi müzik şirketi Loopus'u kurdu. Türkiye’nin ilk elektronik müzik albümü ünvanını alan “Trip” albümünü, 1997'de Loopus Entertainment etiketiyle yayımladı.

1999’daki Marmara depreminden sonra, depremzede çocuklar yararına Hasbro Intertoy’la ortaklaşa hazırlanan “Furby 3Doo” projesi, Loopus Entertainment etiketiyle aynı yıl yayımlandı. Bu çalışma, konuşabilen robot bir oyuncakla eşzamanlı üretilen ilk albüm olması açısından etkileyici bir fikir olarak ilgi gördü. 1999 Ankara Film Festivali’nde En İyi Kısa Film ödülü alan “Namaste” adlı filmin müzikleri de, Kırdar’ın bu dönemde yaptığı çalışmalar arasında yer aldı.

2000 yılı içerisinde sanatçı, ilk kütüphane çalışması olan “Ethnotronix” albümünü hazırladı. Müzikotek bu albümü 14 ülkede tanıttı. Aynı çalışma 2003 yılı başında albüm olarak da yayımlandı. Müziklerini yaptığı “Tekfur Sarayı ve İstanbul” belgeseli, 2002 İstanbul Belgesel Film Festivali'nde İzleyici Özel Ödülü’nü aldı. Aynı yıl “Aliya” belgeselinin müziklerini besteledi. Çalışma, Belgesel Yazarlar Birliği Yılın Belgeseli ödülünü kazandı. 2002 yılı içerisinde, “Fırsat/Crude” filminin müziklerini besteledi. Film başta Los Angeles Film Festivali En İyi Film ödülü olmak üzere, birçok festivalde ödül kazandı. Besteci, filmin müziklerini 2004’de “Keyf/Pleasure” albümünde bir araya getirdi. Albüm 2004 Eylül’ünde Yunanistan, Polonya ve Lübnan’da yayımlandı. Albümle aynı adı taşıyan “KeyfPleasure” şarkısı, EMI tarafından tüm dünyada piyasaya sürülen karma albümde de yer aldı.

2002’den bu yana “Kurtlar Vadisi” TV dizisinin müziklerini hazırlayan Kırdar, 2004’de “Kurtlar Vadisi” Vol.1 ve Vol.2 dizi soundtrack albümlerini yayımladı. 2004’de, Müzikotek aracılığıyla İngiliz Warner-Chappel müzik şirketiyle, yeni bir “library works” için anlaşma imzaladı. 2002’den itibaren film müziği ve televizyon projeleriyle büyük ilgi gören Kırdar, 2005 Ocak ayında, "Haziran Gecesi" dizisinin müziklerinin de yer aldığı “Yağmur” albümünü yayımladı. Sanatçı, Mart 2005’ te vizyona girecek sinema filmi “Anlat İstanbul” un müziklerini Kasım 2004' de tamamladı. Sanatçı halen "Kurtlar Vadisi", "Haziran Gecesi", "Yabancı Damat" isimli dizilerin müziklerini hazırlıyor.Kırdar, 2 Haziran 2005’ te “Yabancı Damat” dizisinin müziklerinin yer aldığı “Üstüme Basıp Geçme” albümünü yayınladı. Albüm, Türkiye ve Yunanistan başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinde de yayınlanıyor. 2004’te Lüksemburg’da düzenlenen ve birçok Türk tasarımcının işlerinin sergilendiği "Self Project" te, “Tüür” başlıklı müzik projesiyle katılımcı olarak yer aldı.Aynı proje “Tüür_Yağmur Duası” adıyla 18 Temmuz 2005’ te MC-CD-DVD albüm ve video film olarak Türkiye ve tüm Avrupa ülkelerinde yayınlandı. “Tüür” projesi M.Ö. 15000’ e kadar dayanan Asya Türk Müziği çalgılarının elektronik müzikle sentezlendiği ilk çalışma olarak görülüyor.
gülyabani
demetakalin.jpg
42 kez bakıldıgülyabani
keremcem4975fk8pa1ar.jpg
41 kez bakıldıgülyabani
SabahatAkkiraz.jpg
sabahat akkiraz41 kez bakıldıSabahat Akkiraz 1955’te Sivas’ta doğdu. Ailesinde müzikle uğraşanlardan etkilendi. Akkiraz'ın sanata yönlenmesine ise ilkokul öğretmeni öncülük ederek, baba Akkiraz bu konuda ikna etti. Böylece, Sabahat Akkiraz, daha 13 yaşında Arif Sağ ve Orhan Gencebay’ın sazları eşliğinde ilk 45’lik plağını Mahmut Erdal ile çıkardı. Aynı yıl ailesiyle birlikte Almanya’ya yerleşti. Orta ve lise eğitimini bu ülkede tamamladı. Bu süreçte müzikten hiç kopmadı. Ustalarım dediği; Feyzullah Çınar, Aşık Daimi, Davut Sulari ve Muhlis Akarsu ile tanıştı ve desteğini gördü. 1983 yılında ilk profesyonel albümü "Şafak Söktü"yü Musa Eroğlu ile yaptı.

1985 yılında İstanbul'a taşındı ve aynı yıl Arif Sağ ile çalışmaya başladı. Şimdiye kadar 13 albüm, 7 LP yaptı. Albümlerinde çoğunlukla kendi derlediği Türküleri, deyişleri ve uzun havaları seslendirdi. Seslendirdiği derlemeleri dışında yüzlerce derlenmiş eseride arşivinde bulunmaktadır. 1996 yılında London Jazz Festivaline davet edildi. Grand Union Orchestra ile Echoes From Anatolia (Anadolu'dan Yansımalar) projesini hazırladı. Başta London Jazz Festivali olmak üzere Londra, Dublin ve Glasgow da 10 konser yaptı. Bu çalışma aynı zamanda bir halk müziği sanatçısının jazz ve Türküler üzerine hazırladığı ilk uluslararası proje olması açısından da önemlidir.

1999 yılında Queen Elizabeth Hall’de "Womens of Tradition’’ projesinde Türkiye'yi temsil etti. Aynı yıl Echoes from Anatolia konserleri Redgold Music tarafından kaydedildi ve tüm dünya da satışa sunuldu.

2000 yılının Şubat ayında Fransız Kültür Bakanlığı tarafından Fransa’ya davet edildi. 11 Subat 2000 Cite de la Musique Paris, 13 Şubat 2000 Dieppe Ulusal Sahne, 15 Şubat 2000 Saint Claude Şehri kültür merkezinde 3 konser verdi. Aynı yılın Haziranında Lyon da "Doğu Festivaline" çağırıldı. 25 Kasım 2000 de Etnik müziğin mabedi kabul edilen "Theatre de le ville" de konser verdi. Fransız-Belçika ortak yapımı olarak hayatı ve çalışmaları belgesel yapıldı. Bu belgesel Mezzo ve Muzzik adlı tv kanallarında yayınlandı. Belgesel yakında tüm dünyada yayınlanacaktır. 2001 Şubatında Hollandalı ünlü şanson şarkıcı Jasperina De Jong ile 5 konserlik Hollanda turnesi yaptı. 31 Mart–1 Nisan tarihlerinde Brezilyanın Sao Paolo kentinde iki konser veren Akkiraz Türküleri ilk defa Güney Amerika'ya okyanus ötesine taşıdı

Albümleri
Şafak Söktü-1983
İnsana Muhabet Duyalı-1985
Bir Gerçeğe Bel Bağladım-1986
Boş Yere Kavgayı Zahmet Biliriz-1987
Fazilet-1988
Yalan Dünya-1990
Bendeki Yaralar-1992
Dostların Anısına-1993
Dağlar Kardeşimi Geri Verin-1994
Yiğit İnsanların Türküleri-1996
Türkülerle Gide Gide-1998
Yüreğimin Sesi-1999
Deli Derviş-2000
gülyabani
Teoman_O_.jpg
TEOMAN41 kez bakıldı20 Kasım 1967’de İstanbul’da dünyaya gelen Teoman Yakupoğlu,Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun.İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları bölümünde masterını tamamlayan Teoman,ilk müzik grubu Indians’ı 1986 yılında arkadaşlarıyla birlikte kurdu ve uzun yıllar grubun solistliğini yaptı.Bir çok konser ve kayıt çalışmalarının ardından,grubun dağılması ile birlikte çeşitli sanatçıların albümlerinde ve bir çok grupta solist olarak yer aldı.1996 yılında Roxy’de gerçekleştirilen Roxy Müzik Yarışması’nda,ilk solo albümünde yer alan Ne Ekmek Ne de Su ve Yollar isimli parçalarıyla en iyi beste ve en iyi söz ödüllerini aldı.Teoman 1996 yılında ilk albümü Teoman’ı İstanbul Plak’dan çıkardı.1998 yılında piyasaya çıkan O isimli ikinci albümünde NR1 Müzik ile çalışmaya başlayan Teoman,üçüncü albümü Onyedi de yine NR1 Müzik etiketini taşıdı.

Albümlerinde yer alan şarkıların birçoğunu kendi yazıp besteleyen Teoman, O ve Onyedi isimli albümlerinde prodüktör olarak Rıza Erekli ile çalıştı.O isimli albümde Orhan Atasoy ve Ercüment Vural’ın unutulmaz bestesi Gemiler’i ve üçüncü albümü Onyedi’de yer alan Ajda Pekkan’ın klasikleşmiş şarkısı Uykusuz Her Gece’yi ve Bora Ayanoğlu’nun O Yaz’ı ,Gönülçelen albümünde Barış Manço’nun Anlıyorsun Değil Mi? isimli eserini,Teoman albümünde yine Barış Manço’nun Kol Düğmeleri ve Mehmet Soyarslan’ın Resimdeki Gözyaşları şarkılarını yeniden yorumladı ve dinleyicilere tekrar sevdirdi.İstanbul’da Sonbahar isimli remix albümünü de NR1 ile yapan Teoman,Teoman isimli albümü ile birlikte Avrupa Müzik ile çalışmaya başladı ve son albümü En Güzel Hikayem dahil albümlerini Avrupa Müzik ile çıkardı.

Teoman’ın senaryosunu yazıp,rol alıp ,yönetmenliğini üstlendiği,müziklerini hazırladığı Balans ve Manevra isimli ilk sinema filmi 11 Mart 2005’te vizyona girdi ve filmin soundtrack albümü film ile eş zamanlı olarak müzik marketlerde yerini aldı.
Sanatçı kendi jenerasyonunda geniş kitleler tarafından en iyi şarkıcı,söz yazarı olarak kabul edilir ve En İyi Şarkıcı,En İyi Söz Yazarı,En İyi Albüm gibi çeşitli ödülleri vardır.

DİSKOGRAFİ

Teoman(1997)
O (1998)
17 (2000)
Rüzgar Gülü,Uykusuz Her Gece, İki Yabancı (remixler) (2003)
Gönülçelen (2001)
İstanbul’da Sonbahar (remixler) (2001)
Teoman (2003)
Kupa Kızı Sinek Valesi (remixler) (2003)
Duş (radyo remixler) (2004)
Balans ve Manevra (soundtrack) (2005)
gülyabani
tokan1605h.jpg
TANJU OKAN41 kez bakıldıPop Müzik
Doğum Yeri : İzmir
Doğum Tarihi : 1938
Kariyeri : Balıkesir Lisesi´nden mezun olduktan sonra İtalya´ya giderek şan eğitimi aldı. Profesyonel müzik yaşamına 1961 yılında Ankara´da başladı. Ertesi yıl İstanbul´a yerleşti ve Müfit Kiper Orkestrası´nda solist olarak çalışmaya başladı. 1963 yılında Amerika´da konserler verdi. Tanju Okan, Milli Orkestra´yla birlikte Türkiye´yi, Balkan Müzik Festivali´nde temsil etti. İlk evliliğini yirmidokuz yaşında Nur Erbay´la yaptı. Sekiz ay süren bu birliktelikten Tansu adında bir oğlu oldu. 1964 yılında 'İbibikler Öter Ötmez Ordayım' adını taşıyan ilk kırkbeşliğini çıkardı. Fransız Barclay firmasıyla dört plak çalışması yapan Okan, 'Hasret' adlı çalışmasıyla geniş kitlelerce tanındı. Ardından görkemli sesiyle yorumladığı 'Kadınım', 'Bir Falcı Vardı', 'Ayyaş', 'Öyle Sarhoş Olsam Ki', 'Kemancı', 'Bu Benim Halkım', 'Dostlarım', 'Yıldönümü' ve 'Kaderim' gibi bir çok parçasıyla şöhret buldu. Bu arada ikinci evliliğini 1976 yılında Zerrin Erdoğan´la yaptı ve bu evliliği de ondört ay sürdü. Tanju Okan´ın son albümü 1995 yılında Marş Müzik´ten çıkan 'İşte Tanju Okan ´95' oldu. Yılların sırtına yüklediği yorgunluğa rağmen Başak Başer ve Reha Erdir´in söz ve müziğini yazdığı 'Yağmurla Gelen Düşler', 'Artık Yoruldum', 'Mavi Gözler', 'Sevdiğimi Söyle', 'Bil Ki', 'Sensiz Esen Rüzgarlar', 'Kalbi Kırık Serseri', 'Anılarım', 'Bir Zamanlar' ve 'Son Güller' adlı şarkıları seslendirdi.

Uyuşturucu kültürünü meşrulaştırdı
İçki sigara, benim tek dostum ve Öyle sarhoş olsam ki adlı şarkıları başta olmak üzere şarkılarında alkol ve uyuşturucu kültürünün yaygınlaşmasına katkıda bulundu.Alkole olan düşkünlüğüyle bilinen Tanju Okan, Urla´ya yerleşerek bu alışkanlığından kurtuldu. 22 Nisan 1995´ta aşırı kilo kaybı ve kalp yetmezliği şikayeti ile hastaneye kaldırılan Tanju Okan´a siroz teşhisi kondu ve bundan sonra acılı günleri başladı. Ve yaklaşık bir yıl sonra, 23 Mayıs 1996 tarihinde öldü.
gülyabani
ozcan_deniz.jpg
ÖZCAN DENİZ41 kez bakıldıÖzcan Deniz, 1972´de, Ankara´da doğdu.1977 yılında ailesiyle birlikte Aydın´a yerleşen sanatçı ilk, orta ve lise eğitimini burada tamamladı. Küçük yaşlarından beri müziğe olan tutkusu yüzünden okul çağlarında düzenlenen tüm aktivitelerde solist olarak yer aldı.Liseyi bitirdikten sonra üç yıl boyunca bir orkestrada solist olarak çalıştı ve daha sonra ekibini kurarak Almanya´ya gitti.
Ailesinin geçimini sağlamak için bir gazinoda çalışmaya başlayan Özcan Deniz bu arada Prestij Müzik sanatçılarından Yaşar Yağmur aracılığı ile İstanbul´a gelerek firmanın ortaklarından Hilmi Topaloğlu ile tanıştı. Albüm yapılmasına karar verilen şarkıcının ilk kaseti 'Meleğim' piyasaya çıktığında büyük tirajlara ulaştı.

DİSKOGRAFİ
Meleğim
Beyaz Kelebeğim
Yalan
gülyabani
deniz_seki.jpg
DENİZ SEKİ40 kez bakıldıKişisel Bilgiler : İlkokulu Maçka´da, orta ve lise eğitimini Çamlıca Kız Lisesi´nde yatılı olarak okudu. Güzelliğe ve süse oldukça düşkün olan Seki, makyaj ve cilt bakımı üzerine eğitim aldı. Bir yıl güzellik uzmanı olarak çalıştı.

Kariyeri : 1989 yılında TRT İstanbul Televizyonu´nda sunuculuk yaptı. 1990 yılında Melih Kibar´la tanıştı. Ardından reklam jingleları derken şarkıcılığa ilk adımını atmış oldu.Kenan Doğulu, Emel, Ege, Zuhal Olcay, Ferda Anıl Yarkın ve Yaşar´a vokalistlik yaptı. 1995 yılında Pop Show Yarışması´nda kazandığı birincilik ona ilk albümü yapması için bir fırsat sağladı. 1997 yılının Haziran ayında ilk albümü 'Hiç Kimse Değilim' yayınlandı. Bu albümün ilk çıkış parçası, söz ve müziği Sezen Aksu´ya ait olan 'Ahmet' idi ve oldukça tutuldu. Deniz Seki, 2000 yılının başlarında ikinci albümü olan 'Anlattım' ı çıkardı. Seki, bu albümdeki tüm söz ve bestelere imza attı.
gülyabani
WFXSMMerolevginlow-16.jpg
EROL EVGİN40 kez bakıldı1947, istanbul Moda doğumlu. istanbul Erkek Lisesi'ni ve Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (Mimar Sinan üniversitesi) Yüksek Mimarlık Bölümü'nü bitirdi. ilk plağı 1968'de yayımlandı "Sen-Eski Günler". 1976'da türk Pop Müziği'nde ilk kez kitlelerle kucaklaşanbir ekip çalışmasına Çiğdem Talu ve Melih Kibar ile birlikte imza attı. "işte öyle Bir şey" (Altın Plak), "Sevdan Olmasa", "Bir de Bana Sor", "Etme Eyleme", "Söyle Canım" (Altın Plak), "Hep Böyle Kal", Çiğdem'in vefatına kadar (1983) süren bu ekip çalışmasının bazı ürünleri idi. 1980-1984 yılları arasında Haldun Dormen'in yazıp yönettiği, Egemen Bostancı prodüksiyonu iki müzikalin başrolünde, "Hisseli Harikalar Kumpanyası" ile 400 kez, "şen Sazın Bülbülleri" ile 200 kez sahneye çıktı. Sinemada üç müzikal filmde baş rol oynadı. 1986'da sahne çalışmalarına ara vererek, eşi yüksek mimar Emel Evgin ile birlikte mimarlık bürosunu açtı. 1989'da kurulan Popsav'ın üç yıl başkanlığını, 1992'den başlayarak birçok televizyon programının sunuculuğunu ve yapımcılığını yaptı. Çok sayıda ödül sahibi. Elvan (1975) ve Murat (1977) adlı iki çocuk babası.gülyabani
LZ54UL.jpg
ORHAN HAKALMAZ39 kez bakıldıAslen Bayburt kökenli olan sanatçi 10.11.1964 yilinda Samsun’da dogdu. Müzige olan ilgisi çok küçük yaslarda baslamisti. Babasinin da müzige karsi olan ilgisi sanatçinin müzige olan tutkusunu daha da çok artirmisti. Sanatin o büyük deryasina babasinin da destegiyle alti yasinda baglama çalmayi ögrenerek basladi. Egitimine Samsun’da baslayip Istanbul’da
bitirdi. Ilkoklulu Samsun “Otuz Agustos Ilkokulunda okudu. 8 Yasinda Karadeniz Altinses Yarismasi’nda birinci oldu. 12 Yasinda Istanbul Radyosu amatör ses sanatçisi imtihanini kazandi ve bant yapma izni verildi.

Bir çok kez TRT Istanbul Radyosunda “Çocuk Saat” adli programa katilip türkü söyleyip saz çaldi. 1977 Yilinda I.T.Ü. Türk Müzikisi Devlet Konservatuari giris imtihanlarini kazanarak, ögremine basladi. Konservatuarda degerli hocalarimizdan rahmetli Nida
Tüfekçi’nin ögrencisiydi. Bu arada TRT Istanbul Radyosunda akitli saz sanatçisi olarak göreve basladi. Yaklasik iki sene çalisti.

1988 Yilinda 11 senelik bitirip mezun oldu. Ayni yil I.T.Ü. Devlet Konservatuarin’da ögretim görevlisi olarak göreve basladi. Halen bu görevi yürütmektedir. 1991 Yilinda I.T.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü T.H.M. Alanin’da mastirini yapip “Ege Bölgesi Agir
Zeybeklerin incelemesi” adli tezini savundu. 1994 Yilinda I.T.Ü. Türk Müzikisi Devlet Konservatuari korosunda sef yardimciligi daha sonra seflik yapti. TRT Radyosunun ve Devlet Konservatuari’nin T.H.M. konserlerinde solis, korist ve baglama sanatçisi
olarak yer aldi.
gülyabani
kazimkoyuncu.jpg
KAZIM KOYUNCU39 kez bakıldıKaradeniz müziği, Anadolu Rock, nitelikli müziğe inanlar, önemli bir ismi en verimli olabileceği dönemde yitirdi. Otuz üç yaşındaydı Koyuncu; yıllardır müziğin içinde olmasına karşın 2000'li yıllarda Gülbeyaz, Sultan Makamı gibi televizyon dizilerine yazdığı müziklerle ünlenmişti.


Karadeniz'in hırçın çocuğu diyorlardı ona; demokrasi adına atılan bir çok adımda müziğiyle, fikirleriyle yer alıyor; Fırtına Deresi'ne yapılacak santrali protestodan, insan hakları ihlallerine karşı çıkmaya kadar bir dolu etkinliğe destek veriyordu.


Müzikte de, birkaç halk müziği sanatçısının tekelinde kalmış Karadeniz bölgesinin müziğini, evrensel normlarda yayımlamayı deneyerek, önemli çıkış yapmıştı.


1972 Artvin/Hopa doğumlu Koyuncu, yirmi yaşında Dinmeyen adlı müzik grubu'na katılmış, 1993'de Mehmedali Barış Beşli ile, Lazca müzik yapmak amacıyla Şuku grubunu kurmuştu. İki arkadaş bir yıl sonra aralarına İlhan Karahan ve Metin Kalaç'ı da alarak grubun adını Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) dönüştürmüş ve 1995 başında Va Mişkunan (Bilmiyoruz) albümüyle Lazca rockın ilk örneğini vermişti. Lazcayı yaşatmak amacıyla Lazca rock yapıyorlardı. Plak şirketleri ise bu soundu 'Soft Laz Rock' diye tanımlıyordu.


O günlerde grup elemanları Lazca dilinin yaşatılmasına rock yoluyla katkıda bulunmayı amaçladıklarını, rock müzikteki dinamizmle yöre insanının enerjisinin örtüştüğünü görünce heyecanlandıklarını anlatıyor, Lazca'nın rockın sert söyleyişine de uygun olduğunu belirtiyorlardı.


Dört yıl içinde Zuğaşi Berepe, kamuoyuna pek yansımasa da önemli işler yaptı ve konserlerle hedefini gerçekleştirmeye çalıştı. Bu etkinliklerden Brüksel konseri sırasında canlı kayıt edilen parçaları, kısıtlı sayıda bastırdıkları Bruxel Live (1998) adlı albümde bir araya getirdiler.


Gruptaki eleman sayısı arttıkça müzikal yapı da güçlenmişti. Kazım Koyuncu (vokal, akustik gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (elektrikli gitar), Uğurcan Sezen (klavye), Zülküfil Murat Dilek (davul), Metin Kalaç (kayıt) Lazcayı yaşatmanın yanında aşk şarkılarına katılan sert söylemli yapıtlar ve modern rock anlayışı üzerine oluşturdukları çizgiyle de kabul görmeye başlamışlardı.


Zuğaşi Berepe, Va Mişkunan albümünden dört yıl sonra İgzas (Gidiyor) adlı albümüyle bu çabayı listelere taşıdı. Yedi Lazca, bir Hemşince, bir de Türkçe sözlü parçadan oluşan albümün müzikal zenginliği, rockın çeşitli tonları arasında akıllıca gidip gelen sounduyla 1998'in en iyi yerli yapıtlarından biri oldu. Lazca'nın öne çıktığı kültürel bir misyonun yanında sıkı bir rock albümü özelliği de taşıyordu İgzas (Parçaların Türkçe anlamları kapakta verilmişti). Bu albümde Kazım Koyuncu (vokal, gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (gitar), Uğurcan Sezen (tuşlular), Zülfikil Murat Dilek (davul), Mahmut Turan (tulum), Metin Kalaç (kayıt), Mehmedali Barış Beşli'den (vokal) oluşan grubun, doğayı katledecek Çamlıhemşin'deki Fırtına Deresi'nin üzerine yapılacak santrale karşı kampanyayı desteklemesi de İgzas'ın diğer bir özelliğiydi.


Grup 2000'lerin başında dağılınca, kuruculardan Kazım Koyuncu yoluna tek başına devam etmeyi kararlaştırdı ve solo albümleri Viya (2002) ile Hayde'yi (2004) yayımladı. Anadolu Rock'a kayan soundla ürettiği müziği kısa sürede büyük ilgi görüp, yaptıkları geniş kitlelere tam ulaşmaya başlamıştı ki hastalandı Koyuncu. Akciğer kanserine yakalanmıştı.


Pes etmiyordu; tedaviyi sürdürürken Trabzonspor için marş bile yazmıştı. Ancak günden güne direnci zayıflıyordu; adına düzenlenen konsere çıkamamıştı. Sonunda 25 Haziran tarihinde ajanslardan şöyle bir başlık düştü: 'Karadeniz'in genç sesi sustu'
gülyabani
kayahan2.jpg
KAYAHAN39 kez bakıldıTürk pop müziğinin temel taşlarından Kayahan (Açar) 29 Mart 1949’da İzmir’de doğdu. Çocukluk ve gençlik yıllarını Ankara’da geçirdi. Daha sonraları İstanbul’a yerleşti. Şu an Gömeç’teki İnta Sevgi Köyü’nde Geceler Caddesi ve Mavilim Caddesi’nin kesiştiği Hülyam Çıkmazı’nda yaşıyor. Bu köydeki bütün cadde ve sokaklar, Kayahan’ın şarkılarının isimlerinden oluşmaktadır.
Şimdiye kadar üç kırkbeşlik, bir uzunçalar (longplay), onbir kaset ve CD’si müzik arşivlerindeki yerini aldı. İlk olarak Nilüfer’e verdiği güzel şarkılarla ismini duyurmaya başladı. Nilüfer’in de yorumladığı “Geceler”, “Kar Taneleri”, “Esmer Günler” gibi şarkılar klasik haline geldi.

Kayahan, 38 yıllık müzik yaşamında herkese bestecilerin ne kadar önemli müzisyenler olduklarını göstermiştir. Türk Pop müziğinin çok yozlaştığı zamanlarda bile kalitesinden ödün vermedenmüzik yapmaya devam etti. Söz yazarı, besteci ve yorumcu olarak tam bir müzik emekçisi olan Kayahan, yıllar boyu Türk Pop müziğinde en çok kabul gören sanatçıların başında sayıldı. Müziklerini kendisinin yaptığı şarkıları sadece liste başı olmamakla kalmadı, yediden yetmişe herkesin belleğine ve yüreğine kazındı. 1991 yılında çıkarttığı “Yemin Ettim” adlı albümüyle satış rekoru kıran Kayahan, “Yolu sevgiden geçen herkesle bir gün bir yerde buluşuruz” sloganıyla büyük beğeni topladı. Çocuklar için yazdığı şarkılar ve televizyonlarda yayımlanan çocuk programlarıyla, onların da sevgi ve hayranlığını kazandı.

1993 yılında Raks Müzik etiketli “Son Şarkılarım” adını verdiği albümünde yine kendisine ait on şarkı yer aldı. Düzenlemeleri Erdal Kızılçay’ın yaptığı albümde İskender Paydaş, Hakan Kurşun gibi genç ve yetenekli isimler çalıştı. “Sarı Şekerim”, “Vazgeçmem”, “Aman”, “Kardeşiz Senle” gibi şarkıların öne çıktığı albüm yine yüksek bir satış grafiği yakaladı.

Kayahan, iki yıl sonra, 1995’te “Benim Penceremden” adlı albümüyle müzik yolculuğunu sürdürdü. Bu albümde ise “Sevenleri ayırmayın, sevenler ayrılmayın” sloganıyla çıktı müzikseverlerin karşısına. Tutkulu aşkları, gönülde yara açan ayrılıkları “kendi penceresinden” sekiz şarkıya döktü. Çıkış parçası “Ben Anadolu Çocuğuyum” da kültüren erozyon karşısındaki tepkisini dile getirdi. “Allah’ım Neydi Günahım” ise pek çok sanatçı tarafından icra edilerek büyük başarı sağladı. Bu albümle birlikte Demet Sağıroğlu’nun ardından müzik dünyasını yeni bir yetenekle tanıştırdı. Bu genç yetenek, 1999’da hayıtını birleştireceği İpek Tüter’di.

Kayahan, 1996’da “Canımın Yaprakları” adlı çalışmasını da “Allah kimseyi sevgisiz bırakmasın” sloganıyla piyasaya sundu. Bir insanın sevgiyi, aşkı yitirdiği anda herşeyini kaybetmiş olacağını belirten Kayahan, “Sevgisiz hiçbir şey yapılmaz. Herşeyin başı sevgidir” sözleriyle “sevgi” kavramına verdiği önemi dilegetirdi. Erdal Kızılçay, İskender Paydaş ve Tamer Çıray üçlüsünün düzenlemelerini yaptığı albümde sekiz parçaya yer verildi. Bütün albüm kendi evinin stüdyosunda low-fi teknoloji kullanılarak hazırlandı. Sekiz parçasını da ardarda konser atmosferinde kaydetti ve kliplerinde konserlerinden yapılan çekimler kullanıldı.

Kayahan, hızını kesmeyerek ertesi yıl “Emrin Olur” adlı çalışmasını çıkardı. Albümün mutfağında önceki çalışmalarındaki isimler yer almakla birlikte düzenlemeleri Tamer Çıray’a kendisi yaptı. Albüme adını veren “Emrin Olur” çıkış parçası olurken “Atın Beni Denizlere”, “Eminem”, “Şampiyon” gibi şarkıları radyo ve televizyonların en çok istek alan parçaları arasındaydı.

1999 yılının Nisan ayında dokuzuncu albümü “Beni Azad Et” müzik marketlerde yerini aldı. Dokuz şarkının yer aldığı çalışmada, “Beni Azad Et”, “Yine Şişe Bitecek”, “Her Yerde Aynı” gibi hit parçalardan oluştu. Yılın büyük bölümünü geçirdiği Gömeç’ olan bağını ise “Gömeç” adlı şarkısında notalara döktü.

2000 yılının son ayının son günlerinde “Gönül Sayfam”ı piyasaya çıkaran Kayahan, albümünde “Sevdaya Mahsus”, “Kağıttan Kayıklarla”, “Söz Güzelim” gibi duygusal parçaların yanısıra “Ölmem mi Lazım”, “Aman Beni Unutma”, “Tek Delikli Kaval”, 17 Ağustos deprem felaketi için yazdığı “17 Ağustos”, kızı Aslı Gönül için bestelediği “Ninni” gibi çok beğeni alan şarkılar yer alıyor. Büyük Usta Kayahan 13 Aralık 2002 tarihinde ise “Ne Oldu Can” albümünü müzikseverlerin beğenisine sundu. Albümde “Ne Oldu Can”, “Bir Aşk Hikayesi”, “Onsuz Olmuyor” parçaları uzun bir süre dillerden düşmeyen parçalar oldu. Satış rekorları kıran Kayahan’ın bu albümünde ise meslektaşı Barış Manço için yazdığı “Bugün Aslında Bayram” parçası ile müziğe, sanatçılara sahip çıkmanın önemini birkez daha vurgulamış oldu.

Türk pop müziğine farklı bir soluk getiren sanatçının ilk büyük ödülü 1986 yılında katıldığı uluslarası Akdeniz Müzik Yarışması’nda “Geceler” adlı şarkısıyla kazandığı “Altın Portakal” oldu. 1989 yılında Eurovision Şarkı Yarışması’nda “Gözlerinin Hapsindeyim” adlı şarkısıyla Türkiye’yi başarı ile temsil etti. Son onbeş yılda tüm medya kuruluşları tarafından her yıl besteci, söz yazarı ve yorumcu olmak üzere konulan üç daldaki ödüllerin hepsine layık görüldü. Son olarak 2003 yılında Altın Kelebek Onur ödülü ve “Ne Oldu Can” albümün satış başarısı için Müyap ödülü aldı.

Yurtiçinde ve yurtdışına pek çok konser veren Kayahan, 1992 yılında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Ankara Kızılay Meydan’ında yüzatlmış bini aşkın izleyiciye verdiği konserle tarihe geçti. Doğa ve çevre konusundaki duyarlılığı ile de tanınan Kayahan, insanların bu konulara olan ilgisini arttırmak amacıyla pekçok yardım konseri vermekte, gönüllü olarak çalışmalara katılmaktadır.
gülyabani
76 resim var 7 sayfada 5