Deprecated: Automatic conversion of false to array is deprecated in /home/obidibidi/domains/bidibidi.com/public_html/galeri/include/debugger.inc.php on line 114
sanatçılar - Bidibidi Resim Galerisi

Bidibidi Resim Galerisi


Ana Sayfa Kayıt ol Giriş
Albüm Listesi Son yüklenenler Son yorumlar En çok bakılanlar En beğenilenler Favorilerim Ara
Ana Sayfa > Benim Resim Galerim > gülyabani > sanatçılar

adsız~5.bmp
BURCU GÜNEŞ87 kez bakıldıMüzisyen olan babası Ali Güneş ve Bige Özkan'ın tek kızı olan Burcu Güneş İzmir Alsancak'ta dünyaya geldi.
Babasının müzikle dolu olan dünyasında küçücük bir çocukken bile heran evdeki veya babasının çalıştığı yerlerdeki müzik provalarında var olabilecek pek çok şeye iştirak ederek ileride kendisinin de bu yolu seçeceğini göstermeye başlamıştı.

Sürpriz sayılmayacak ilk sahne deneyimine babasına vokal yaparak başladı. 13 yaşında İzmir'den Antalya'ya taşındıklarında profesyonel sahne çalışmalarına ilk adımını atmış oldu. Bir süre sonra babası ile kurdukları Dio, Trio ve orkestralarla, büyük otellerde ve tatil köylerinde jazz ve pop müzik şarkıları söyleyerek, okulunuda ihmal etmeyen Burcu kendisini gerçek anlamda müzikle iç içe yetiştirmeye devam etti. Bu sırada ilk şan derslerini ve müzik eğitimini almaya başladı.

İlkokul ikinci sınıfta iken, annesi ve babası boşandıklarında, babasında kalan Burcu, yıllarca annesine duyduğu özlemin birikimi sonucunda 18 yaşına gelince İzmir'de onunla yaşamaya başladı. Aynı yıllarda İzmir 9 Eylül Devlet Konservatuar Müdürü Prof. Müfit Bayraşa'dan şan, artikülasyon ve solfej dersleri alarak kendini geliştirdi.

İzmir'in büyük otellerinde ve jazz klüplerinde çalışırken bir yandan Müfit Bayraşa ile çeşitli festivallere ve müzik yarışmalarına katıldı. Bu sırada tanıştığı bir müzisyen arkadaşıyla ortak beste ve söz çalışmalarının bulunduğu bir demo kaset hazırladı. 1998 yılında Raks Marş Müzik şirketine yollanmış deneme kaset Garo Mafyan, Koral Sarıtaş ve Galip Kayıhan tarafından dinlenince, hemen İstanbul'a davet edildi. Böylece ilk albüm çalışması olan "Aşk Yarası" ortaya çıkmış oldu.

Daha sonra "Tılsım" Albümü ile sevenleriyle buluşan Güneş,albüm öncesi yoğun çalışma temposu ile müzik dünyasına başarılı bir albüm sundu.
2004 senesinde "Ay Şahit" albümünü hazırlayan Güneş aynı ismi taşıyan şarkı ile uzun süre müzik listelerinin üst sıralarında yer aldı.
gülyabani
ajdapekkan1311h.jpg
AJDA PEKKAN113 kez bakıldıAyşe Ajda Pekkan, 12 Şubat 1946 yılında İstanbul'da doğdu. Deniz binbaşısı olan babasının görevi dolayısıyla çocukluğu Gölcük'te geçti. Şarkıcı olmak için büyük heves taşıyan Çamlıca Kız Lisesi öğrencisi Ajda Pekkan, 1962 yılında dönemin en popüler gece kulübü Çatı'nın sahibi olan İlham Gencer'e ulaştı. İlk olarak seslendirdiği Mina'nın "Il Cielo In Una Stanza" şarkısıyla kendini kabul ettirdiği Çatı gece kulübünde Los Çatikos topluluğu eşliğinde bir müddet sahne çalışması yaptı. 1963 yılında bir aile dostlarının teşvikiyle Ses dergisinin, sinemaya yeni yüzler kazandırmak amacıyla açtığı kapak yıldızı yarışmasına katıldı. Ediz Hun'un erkekler dalında birinci, Hülya Koçyiğit'in bayanlar dalında ikinci olduğu yarışmada, birinci seçilen Ajda Pekkan'ın profesyonel kariyeri böylece başlamış oldu. 1963 yılında "Adanalı Tayfur" ile ilk kez çıktığı kamera karşısında, 1967 yılındaki son filmi olan "Harun Reşid'in Gözdesi"ne kadar baş rollerini Ayhan Işık, Cüneyt Arkın ve Tamer Yiğit gibi sanatçılarla paylaştığı 47 film çevirdi. Ses kabiliyeti rol aldığı filmlerdeki yapımcıların da dikkatinden kaçmadı ve pek çok filminde şarkıcı rolü üstlendi ve çeşitli şarkılar seslendirdi. İlk filmi "Adanalı Tayfur"da seslendirdiği "Göz Göz Değdi Bana" şarkısı, arka yüzünde Öztürk Serengil'in seslendirdiği "Abidik Gubidik" şarkısıyla birlikte 45'lik plak olarak yayınlandı. Sinemaya başlamadan önce tanışıp şarkıcılık yapabilmesi için yardım istediği ve kabiliyetine ikna ettiği Fecri Ebcioğlu, sinema yıllarında da Ajda Pekkan'la irtibatını hiç koparmadı ve 1965 yılında kendine ait ilk plağı olan "Her Yerde Kar Var / 17 Yaşında" piyasaya sürüldü. Birkaç plak denemesinden sonra 1968 yılında çıkardığı "İki Yabancı" 45'liği ile aranjman dalında onbinlerce plak satarak satış rekoru kırdı. "Dünya Dönüyor", "Saklanbaç" ve "Üç Kalp" gibi üstüste çok başarılı plaklar yaptı. Bu yükselen trendin neticesinde yurtdışından davetler aldı ve Atina'daki Uluslarası Apollonia Müzik Festivali'nde '68 yılında "Özleyiş" ve '69 yılında "Perhaps One Day" şarkıları ile üstüste iki kere dördüncü olarak müzik piyasasındaki yerini sağlamlaştırdı. Barcelona'daki Akdeniz Şarkıları Festivali'nde "Ve Ben Şimdi" şarkısı ile Türkiye'yi temsil etmesi ve şarkılarının pek çok filmde fon müziği olarak kullanılması, Ajda Pekkan'ı tüm ülkede tanınır hale getirdiği gibi, ilk olarak Zeki Müren'in alt kadrosunda yer aldığı gazino sahnelerinin de aranan isimlerinden biri oldu.
Her ülkenin starlarını bünyesinde barındırmaya özen gösteren Philips firması, Türkiye'den seçtiği Ajda Pekkan'ı kanatlarının altına aldı ve kayıtları Fransa'daki stüdyolarda gerçekleştirilen, Fikret Şeneş'in sözlerini yazdığı şarkılarla, Ajda Pekkan'ın diğer şarkıcılardan bir adım öne fırladığı yıllar başladı. Üstüste gelen hit plaklarla Ajda Pekkan'ın sesi tüm ülkede keyifle dinlendiği gibi, şık giyimi, sürekli kendini yenileyen görünümü ve değişime açık tavrıyla sadece müzikte değil moda konusunda da hayranlarını sürükleyen bir ikon haline geldi. "Sensiz Yıllarda", "Yalnızlıktan Bezdim" gibi şarkılarla fırtına gibi girdiği 70'lerin ortalarında seslendirdiği "Tanrı Misafiri", "Kimler Geldi Kimler Geçti", "Hoşgör Sen", "Sana Ne Kime Ne" gibi ileride birer Ajda Pekkan klasiği haline gelecek şarkılarıyla Türkiye sınırlarını zorlamaya başladı. Bu üstün performansının sonucunda 1976 yılında Paris'in ünlü Olympia müzikholünde, dönemin ünlü Cezayir asıllı Fransız şarkıcısı Enrico Macias'la seri konserler verdi. Bir dost toplantısında Hürriyet Gazetesi sahibi Erol Simavi'nin "Ajda Pekkan'a Star demek yetmez, ancak Süperstar dersek yerini bulur." sözüyle birlikte önce sanat çevrelerinde, sonra hayranlarının arasında, daha sonra da tüm ülkede "Süperstar" ünvanıyla anılır oldu. 1977 yılında bu ünvanını ilk kez resmileştiren, o güne kadar benzeri görülmemiş bir kapak dizaynı ve prodüksiyonla piyasaya sunulan, "Kim Ne Derse Desin", "Hancı" gibi şarkıların yer aldığı albümü "Süperstar"ı hazırladı. Aynı yıl Tokyo'daki Yamaha Müzik Festivali'nde "A Mes Amours" şarkısıyla elde ettiği başarılı netice, -70'lerin başında yurtdışında ilk olarak bir Almanca ve daha sonra birkaç Fransızca plağı satışa sunulan- Ajda Pekkan'ın '77 ve '78 yıllarında Fransa'da ses getiren 45'lik çalışmaları yapmasına ve sonunda "Pour Lui" isimli Fransızca albümünü hazırlamasına ön ayak oldu. Halk konserleri, sahne çalışmaları ve konuk sanatçı olarak katıldığı uluslararası organizasyonlar ile başarısını pekiştiren Ajda Pekkan, 1979 yılında "Bambaşka Biri", "Haykıracak Nefesim" gibi şarkıların yer aldığı Süperstar serisinin ikinci albümü "Süperstar 2"de kariyerinin doruğuna çıktı. 70'li yıllarda defalarca yılın sanatçısı seçildiği gibi şarkıları da liste başlarından inmedi, çeşitli ödüller kazandı.
O seneye kadar, Türkiye'yi temsil etme görevinin, eleme usulüyle belirlendiği Eurovision şarkı yarışmasına 1980 yılında atama yoluyla Ajda Pekkan seçildi. İlk önce tespit edilen 5 bestecinin şarkılarının jüri tarafından 3'e düşürülmesiyle, "Bir Dünya Ver Bana", "Olsam" ve "Pet'r oil" ile Tv ekranlarında boy gösterdi. "Pet'r oil"ın Türkiye'yi temsil etmesine karar verilen gece sonunda, ülkemizde hiç olmamış birşey oldu ve henüz plağı satışa sunulmamış bir şarkı tüm halk tarafından ezbere söylenir oldu. Kulis faaliyetlerinin yetersizliği, şarkının siyasi hicivli yapısı ve yarışma gecesindeki organizasyon bozuklukları neticesinde Ajda Pekkan bu yarışmada hayal kırıklığı yaratan bir derece aldı. Süperstar'ı bir hayli küstüren bu yarışmadan sonra bir süre dinlenme kararı alıp A.B.D.'ye yerleşti. 70'lerin sona ermesiyle birlikte pop müziğin cazibesini yitirip, alaturka ve arabeske yönelindiği yıllarda "Sen Mutlu Ol" ve "Sevdim Seni" isminde hafif müzik ve alaturka sentezi iki albüm yaptı. Ancak Süperstar'ın bir türlü içine sinmeyen ve kendi isteği doğrultusunda gerçekleşmeyen, ısmarlama olarak hazırlanan bu albümler Ajda Pekkan hayranlarının beklediği renkten ve kıvamdan uzaktı. Yerli bestecilerle çalışmaktan beklediği verimi alamayan Ajda Pekkan, 70'lerde kendi önderliğinde yükselen aranjman akımına geri döndü. "Süperstar 83 Show"uyla sahnelerde fırtına gibi eserken, en başarılı çalışmalarında yanında olan Fikret Şeneş'le birlikte çalıştığı "Uykusuz Her Gece", "Son Yolcu" gibi şarkıların yer aldığı "Süperstar 83" albümüyle yeniden gönülleri fethetti. Reklam filmleri, Tv programları, sahne çalışmalarıyla ikinci baharını yaşayan Süperstar, '84 yılının sonlarında yapımcılarının ve yakın çevresinin ısrarıyla dönemin popüler gruplarından Beş Yıl Önce 10 Yıl Sonra ile bir albüm hazırladı. "O Benim Dünyam" şarkısıyla yeniden çıkış yakalayan Ajda Pekkan, şarkı yorumlarındaki üstün bir performansına rağmen şarkıların özensizliği ve zorlama bir albüm olmasından dolayı, yeni ekibiyle beklediği sükseyi yapamadı. '87 yılında Ülkü Aker ve Fikret Şeneş'in sözlerini yazdığı "Kim Olsa Anlatır", "Yalnızlık Yolcusu" gibi şarkılarla, özel hayranları için eşsiz olarak nitelenen ancak hit şarkı eksikliği nedeniyle, fazla tutulmayan "Süperstar 4" albümünü hazırladı. Sonrasında yaptığı evlilik nedeniyle aldığı müziği bırakma kararı tüm müzik severleri üzse de, müzikten ayrı geçen günlerinde yaşadığı boşluk hissi neticesinde yeniden müziğe dönüş kararı verdiği sıralarda evliliği de sona erdi.
1989 yılının son günlerinde "Ajda '90" albümünü piyasaya sürdü. Pop müziğin çıkmaza girdiği, hatta unutulduğu günlerde "Yaz Yaz Yaz" ile ortalığı kasıp kavurdu. Yarısı yerli beste, yarısı aranjman olan bu albüm, Ajda Pekkan'ın muhteşem dönüşünün bir işaretiydi adeta. Peşi sıra başlayan Rumelihisarı konserleriyle Süperstar, sevenlerini kaldığı yerden büyülemeye devam etti. '91, '93 ve '96 yıllarında çoğunlukla yerli bestecilerle çalıştığı albümleri, sivrilen bir kaç şarkı dışında beklenen ilgiyi görmedi. 90'ların ortalarına kadarki 30 senelik müzikal kariyerinde hiç toplama albüm yapmayan Ajda Pekkan'ın, hayranlarını çok memnun etse de kendi rızası dışında yayınlanan "Hoşgör Sen" ve "Unutulmayanlar" albümleri piyasaya çıktı. Çeşitli sahne çalışmalarına devam ederken '98 yılında eski şarkılarının yeni düzenlemelerini seslendirdiği "Best Of" albümü müzik marketlerdeki yerini aldı. Yüksek satış grafiği yakalayan bu albümün devamı niteliğinde, 2000 yılında 2 CD'den oluşan "Diva" albümü piyasaya çıktı. Bu albümde Ajda Pekkan'ın eski şarkılarının yeni yorumlarının yanı sıra, "Mutlu Bütün Şarkılar" ve "Aşka İnanma" gibi iki yeni şarkı ve kardeşi Semiramis Pekkan'ın eski şarkılarından "Dert Ortağım" ile "Bu Ne Biçim Hayat"ın da Ajda Pekkan yorumları yer aldı. 2003 yazına sözü ve müziği Şehrazat'a ait "Sen İste" isimli single çalışmasıyla bomba gibi giren Ajda Pekkan, halen yaz başında piyasaya verilmesi beklenen yeni albümünün hazırlıklarını sürdürmektedir.
Kariyeri Türk pop müziğiyle yaşıt olan Ajda Pekkan, bugüne dek -13'ü LP, 6'sı CD formatında- 19 tane albüm, 56 tane 45'lik, 1 tane single çalışması yapmış, 1998 ve 2000 yıllarındaki yeniden yorumladığı şarkıları ve remixleri haricinde, plak ve CD'lerinde 221 tane şarkı seslendirmiştir.:
Anlamadim Gitti
Bir Dünya Ver Bana
Boş Sokak
Göz Göz Değdi
Her Yerde Kar Var
Hoşgör Sen
Kader Rüzgarı
Kim Ne Derse Desin
Olsam
Onyedi Yaşında
Petrol
Sakın Sakın Ha
Saklanbaç
Sana Ne Kime Ne
Sensiz Yıllarda
Yere Bakan Yürek Yakan
Yıllar
__________________
gülyabani
aldigimiz-esyalari-iade-edecegim.jpg
34 kez bakıldıgülyabani
bendenizdegistim2.jpg
BENDENİZ122 kez bakıldı25 Temmuz 1973 yılında İsviçreâ??de doğan Bendeniz (Deniz Çelik), Erenköy Kız Lisesiâ??nden mezun oldu. Lise öğreniminin ardından tekrar İsviçreâ??ye dönerek iki yıl boyunca büro işleri alanında bir meslek yüksekokuluna devam etti. Bir süre Türkiyeâ??nin ilk bayan futbol takımı Dostluksporâ??da oynadı. Bu dönemde yapmış olduğu bestelerini somut bir çalışmaya dökmek üzere bir takım olanaklar aramaya başladı.

Bir arkadaş toplantısı sırasında tesadüfen orada bulunan Raks Müzik Yapımâ??dan bir yetkilinin kendisini dinlemesiyle şöhret kapısı aralanmış oldu. Raks ile anlaşarak 3-4 aylık yoğun bir çalışmanın ardından kendi adını taşıyan ilk albümünü çıkardı. Düzenlemelerini Garo Mafyanâ??ın yaptığı albümden ilk klip, â??Ya Sen Ya Hiçâ? adlı parçaya çekildi. Neslihan Yargıcıâ??nın hazırladığı ilginç kostümüyle müzikseverlerin hafızalarında â??Abajur Kızâ? olarak yer alırken, albüm, bir milyona yaklaşan tirajıyla büyük başarı kazandı.

Diğer yandan â??Ya Sen Ya Hiçâ? adlı klibiyle, dünyanın en büyük müzik televizyonlarından biri olan MTVâ??nin düzenlemiş olduğu yarışmanın Türkiye elemelerinde dört iddialı klibi geride bırakarak Avrupa elemelerine katılmaya hak kazandı. 19 ülkeden 19 klibin yer aldığı yarışmada Türkiyeâ??yi temsil ederek 11. sırada yer aldı. Bu arada Harun Kolçakâ??la biraraya gelerek â??Bizâ? adlı bir single çıkardılar. İlk albümün kazandığı başarının ardından â??Bendeniz IIâ? adlı ikinci albümünde de Türkiyeâ??nin sayılı müzik adamlarıyla çalıştı. Harun Kolçak, Emel Müftüoğlu, Demet Sağıroğlu, Ümit Sayın gibi isimlerin vokalleriyle destek olduğu albümün düzenlemeleri Ozan Çolakoğlu, Murat Yeter ve yıllar önce kaybettiğimiz değerli müzik adamı Onno Tunçâ??un elinden çıktı.

İlk albümünde olduğu gibi bu albümde de oniki şarkıdan onbirinin söz ve müziğini yazdı. İlkine kıyasla daha hareketli ama yine batı normlarına yakın parçaların yer aldığı albümden â??Gönül Yareler İçindeâ?, â??Neler Olacakâ? ve â??80 Günde Devr-i Alemâ? adlı üç parçaya klip çekildi. 1996 yılında çıkardığı â??Bendeniz IIIâ?de bu defa temposu yüksek parçalar yer aldı. Söz ve müzikleri tamamen Bendenizâ??e ait albümün düzenlemelerini Murat Yeter ve Ahmet Özden yaptı. İlk video klip â??Turnayı Gözünden Vurdumâ?a çekilirken bir de ilke imza atıldı. Klip çekilmeden önce albümdeki dört parçanın kırkaltı saniyelik miksine ilginç görüntülerle süslü bir tanıtım filmi çekilerek medya kuruluşlarına dağıtıldı.

Kısa sürede edindiği tecrübeleri iyi kullanan sanatçı, vokalistliğini de yapan Volkanâ??ın â??Ve Volkanâ? isimli albümünün prodüktörlüğünü üstlendi. Biri dışında albümdeki tüm parçaların söz ve müziklerini yazan Bendeniz, iki parçada da Volkan ile düet yaptı. Bu parçalardan â??Adını Ben Koydumâ?un klibinde de yer alarak Volkanâ??a destek verdi.

İki senelik ayrılığın ardından 1998 yılı başında, â??yaşanmış ve ilelebet yaşayacak olan tüm aşklarınaâ? adadığı dördüncü albümü â??Bendenizâ??denâ?, daha canlı ve romantik yapısıyla en olgun çalışması olarak değerlendirildi. Ã?deti bozmayarak tüm söz ve müziklerini yazdığı albümün hazırlıklarını İsviçreâ??de tamamladı. Özenle çalışılmış altyapısı ve Bendenizâ??in duru sesiyle takdir toplayan albümün ilk çıkış parçası ve klibi â??Günahlarâ? oldu.

Bendeniz'in müzik kariyerindeki beşinci albümü, 1999 yılının son aylarına doğru müzik marketlerdeki yerini aldı. "Kurtulamıyorum" adlı çalışmada, yine bir parça dışında tüm söz ve müzikler kendisine ait. On bir şarkının yer aldığı albümde düzenlemeler Alper Benli ve Ahmet Özden imzasını taşıdı. Albümle de aynı ismi taşıyan "Kurtulamıyorum", duygu yüklü sözleri ve Bendeniz'in farklı tarzıyla ilk çıkış parçası olarak düşünüldü. İlk albümünde yer alan "Ağlayayım Mı?" adlı meşhur şarkısını yeni düzenlemesiyle bir daha yorumlayan Bendeniz, hayranlarına hoş bir sürpriz yapmış oldu. Renkli kişilikleriyle dikkat çeken MGM, "Ben Tazecik Ceylanım"da üflemeli çalgılarla sanatçıya eşlik etti. Bendeniz, "Sarmaşık" adlı şarkıyı ise Volkan Akyol'la birlikte seslendirdi. Volkan, böylece kendi albümüne büyük katkıları olan Bendeniz'e sıcak bir yanıt vermiş oldu.

Yine kendi yolunda, birikimlerini artırarak ilerleyen sanatçının albümünde yer alan diğer şarkılar ise şunlar: "Hello Papi, Hello Mama", "Ağaoğlu", "Kolay Değil", "Yalnızım", "Gece Yatarken", "Sevda Çiçeği", "Ninni, Ninni". Sanatçı son olarak "Zaman" adlı albümüyle sevenlerinin karşısına çıktı
gülyabani
bgunesfoto3.jpg
53 kez bakıldıgülyabani
bulent_ersoy.jpg
BÜLENT ERSOY50 kez bakıldı1952 yılında İstanbul´da dünyaya geldi. Çok küçük yaşlardan itibaren müzikle ilgilenmeye başladı.Melahat Pars, Rıdvan Aytan’dan ve belediye konservatuarı hocalarından özel dersler aldı. İstanbul Belediye Konservatuarı´nı bitirdi.1971 yılında Saner Plak´tan çıkan kırkbeşlik plağı ilk albüm çalışması oldu. Bu çalışmada, güfte ve bestesi bestekar Muzaffer Özpınar´a ait 'Lüzum Kalmadı' ve 'Neye Yarar Gelişin' adlı eserleri seslendirdi.Sahneye ilk adımını 1974 yılında Büyük Maksim Müzikholleri´nde attı.Bu yıllardan itibaren eşcinsellik kültürünün yayıcılarından biri oldu.

Yetmişli yılların ortasında Itri´nin 'Tut-i Mucize- Guyan'ı gibi eserlerden oluşan koyu klasik bir uzunçalar yaptı.Yurtiçinde ve yurtdışında yüzlerce konser veren Bülent Ersoy, 'Düşkünüm Sana', 'Yaşamak İstiyorum', 'Biz Ayrılamayız' ve 'Ablan Kurban Olsun Sana' gibi albümlere imza attı.1995 tarihini taşıyan 'Benim Dünya Güzellerim', S Müzik etiketiyle çıkan ilk albümü oldu. Selçuk Tekay´ın müzik yönetmenliğini, Özkan Turgay´ın aranjörlüğünü yaptığı albümde on şarkı seslendirdi.Aynı 'Alaturka 95' adında bir albüm yaptı.Bülent Ersoy, bir sonraki çalışması Maazallah isimli albümü 1997 yılında yayınladı.1980 yılında London Palladium´da,1983 yılında Madison Square Garden´da ve 30 Mart 1997´te etnik müzik sazlarıyla Paris Olympia müzikholünde sahne aldı.1997 yılında Uluslararası Montu Merid Müzik Doktoru ünvanıyla ödüllendirildi
gülyabani
candanercetin15ms.jpg
CANDAN ERÇETİN69 kez bakıldıDoğum Yeri : Kırklareli
Doğum Tarihi : 1963
Kişisel Bilgiler : Candan Erçetin, İlk ve orta okulları Kırklareli’de okuduktan sonra Galatasaray Lisesi´ne girdi. Mezuniyetin ardından, Klasik Arkeoloji dalında İstanbul Üniversitesi´nde Yüksek Lisans öğrenimi gördü. 1979 yılında girdiği İstanbul Belediye Konservatuarı Şan bölümünü 1991 yılında bitirdi.
Kariyeri : 1986 yılında 'Halley' adlı parça ile 'Klips ve Onlar' grubunun elemanı olarak Norveç´de yapılan Eurovizyon Şarkı Yarışması´nda Türkiye´yi temsil etti. Öğrenimi nedeniyle çeşitli şarkı yarışmaları dışında bir süre sahne çalışması yapmadı. Profesyonel müzik hayatına 1989 yılında Siyah & Gümüş adlı gece klübünde Ariie Antique ve Chansons söyleyerk başladı. Daha sonra Caz Bar (Paris Nights Cabaret), Küfe (Restaurant), Royal Bistro, Galatasaray Cemiyeti, Moda Deniz Klübü, Home store ve Swiss Hotel´de (La Com D´or Restaurant) uzun süreli sahne programlarını sürdürdü.

İşkadını
Şarkıcılığın yanısıra, Turizm & Organizasyon, Prodüksiyon, Promosyon ve Menajerlik alanlarında muhtelif çalışmalarda bulundu. Daha sonra Kanal D´de 94 Ekim ayında başlayan ve 17 hafta süren, Kol Düğmeleri adlı Erkek Magazin Programının sunuculuğunu yaptı. Candan Erçetin halen Galatasaray Lisesi´nde müzik öğretmenliğini sürdürmektedir. Sahne programının önemli bölümünü Fransız Chansonsları oluşurmakla beraber, repertuarında Türkçe, İngilizce, İtalyanca, Almanca, İspanyolca ve Yunanca nostaljik şarkılar da yer almaktadır.

Yalan

Geri döndüren gördün mü geçmişi
boşa soldurdun o nazlı gençliği
bir avuç toprak için yor kendini

dünyada ölümden başkası yalan
yalan başkası yalan

zaman kendini benzetmez herkesi
hesapsız açar baharlar pembeyi
açmadığın dalda sözün geçer mi

dünyada ölümden başkası yalan
yalan başkası yalan

sitem etme haberi yok dağların
gözlerini ellerinle bağladın
faydası yok geç kalınmış figanın

dünyada ölümden başkası yalan
yalan başkası yalan
gülyabani
cem_karaca.jpg
CEM KARACA71 kez bakıldıMuhtar Cem Karaca 5 Nisan 1945'de istanbul'da dünyaya geldi. Tiyatrocu bir ailenin tek çocuğuydu ve sanatçı bir ailenin çocuğu olmak onun sanatla içiçe büyümesini sağladı. Ortaöğretimini Robert Koleji'nde yapan Cem Karaca'nın müzikle tanışması oldukça ilginçtir. Ergenlik çağındayken hoşlandığı kızı etkilemek amacıyla şarkı söylemeye başlamış ve bu başlangıcın arkasından devam eden olaylar sonucu kendisini müzik piyasasının içinde bulmuştur.Cem Karaca'nın sesinin keşfedilmesi ise annesi Toto Karaca tarafından olmuştur. ilk dönemlerde Jaguarlar, Dinamitler gibi gruplarla amatörce çalışmalar yapan Cem Karaca bu dönemlerde henüz Anadolu müziğiyle tanışmamış batının Rock'n'Roll müziğine gönül vermiş bir şekilde o dönemin popüler parçalarını söylemekteydi. O dönemlerde Cem Karaca'nın en büyük destekçilerinden biri de ilham Gencer'di ve onun orkestrasında müzikal deneyimini o dönemlerde oldukça ilerletmişti. Bu dönemlerde müziğin yanında tiyatro ile de ilgileniyordu Cem Karaca ve çeşitli oyunlarda da görev aldı. Anadolu insanıyla tanışma Cem Karaca'nın Anadolu müziği ile ciddi anlamda ilk tanışması ise askerliği esnasında oldu. Askerliği sırasında Anadolu'yu daha yakından tanımasının yanısıra birgün orada askerliğini yapan birisinin saz çalışı sonucu daha önce son derece ilkel ve sıkıcı bulduğu bu müziğin aslında onun o anki gerçek duygularını yansıttığını ve hiçbir batı müziğinin o sazın içerdiği duyguları içeremeyeceğini anladı. Cem Karaca'nın profesyonel olarak ilk müzikal deneyimi ise Apaşlar grubu ile 1967 yılında Hürriyet'in düzenlediği Altın Mikrofon yarışmasında Emrah isimli parçalarıyla aldığı ikincilikle oldu. Aldıkları bu dereceden sonra Apaşlar grubu müzikal çalışmalarına dört elle sarıldı ve daha önceki tutkuları olan batı beat müziği ile yeni tutkuları doğu müziğini sentezleyip Anadolu-Beat tarzında çalışmalara giriştiler. Bir süre sonra arkalarına Ferdy Klein orkestrasını da alarak müzikal altyapılarını iyice güçlendiren Cem Karaca ve Apaşlar grubu Ferdy Klein orkestrası eşliğinde de bir süre yollarına devam ettiler. Bu beraberlik 1969'un sonlarına kadar sürdü ve ortaya çıkan sağlam ve başarılı eserlere rağmen grupta gitarist Mehmet Soyarslan ve Cem Karaca arasında doğan bazı politik anlaşmazlıklar sonucu Cem Karaca ve Apaşlar grubu dağıldı. Bu grubun dağılmasından sonra Cem Karaca kafasındaki gerçek anlamda sol söylemde ve doğulu kimliğiyle Rock müzik yapma düşüncesini gerçekleştirmek amacıyla Apaşlar'ın basçısı Seyhan Karabay'ı da yanına alarak, yeni bir grup kurmak amacıyla genç ve yetenekli bir gitarist olan ünol Büyükgönenç'i ziyarete gitti ve görüşme olumlu sonuçlanınca bu üçlü Cem Karaca-KARDAşLAR grubunu kurma girişimlerinde bulundu ve hep beraber müzisyen arayışına girdiler. Birkaç başarısız kombinasyondan sonra vokalde Cem Karaca gitarlarda ünol Büyükgönenç bas ve ıklığ'da Seyhan Karabay ve davulda Hüseyin Sultanoğlu tarafından kardaşların ilk gerçek kadrosu kurulmuş oldu.Fakat ilk baştaki maddi sıkıntılar nedeniyle Cem Karaca, Almanya'ya biraz para kazanıp gruba adam gibi ekipmanlar alabilmek için Ferdy Klein orkestrası eşliğinde çalışmalar yapmaya gitti. Almanya'dan dönüşte Karaca'nın Almanya'dan getirdiği yeni gitarist Alex Wiska'yı da yanlarına alarak tam gaz çalışmalara başladılar ve Cem Karaca-KARDAşLAR'ın çıkış 45'liği olan Dadaloğlu'nu yayınladılar. Bu 45'liğin listelerde iyi bir sıraya yerleşmesinden sonra çok sağlam 45'lik çalışmalarına devam eden Kardaşlar bir dönem Alex Wiska gruptan ayrıldıktan sonra Fehiman Uğurdemir'le son kadrolarını oluşturup bir süre daha çalışmalarına devam ettiler. dışarıda grubun durumu oldukça iyi gözükmesine rağmen Cem Karaca ve Seyhan Karabay arasındaki tartışmalar Cem Karaca Kardaşlar'ın dağılmasına sebep oldu. Grup Hüseyin Sultanoğlu yerine başka bir davulcu bulduktan sonra gerçekten türk müzik piyasası ilginç bir değiş tokuşa sahne oldu. Cem Karaca, Kardaşlar grubundan ayrılıp Anadolu Pop'un güçlü sesi Moğollar'la birleşirken Kardaşlar'da o dönemliğine konserlerde solistlik yapmak için Moğollar'la anlaşmış Ersen Dinleten'i gruplarına dahil ettiler. Cem Karaca Moğollar'la Anadolu Rock tarzında çalışmalarına Kardaşlar sound'undan çok daha farklı olsa da devam ettiler. Moğollar'ın Cahit Berkay'ın Fransa'ya gitmesi üzerine dağılmasıyla, Cem Karaca yeniden bir grup kurma arayışına girişti ve müzikal kariyerinin en önemli ve olgun dönemlerinden birini yaşayacağı grup olan Cem Karaca-DERVişAN kuruldu. Cem Karaca bu grubu kurarken esas amacı Kardaşlar ve Moğollar'daki Anadolu Rock tarzına devam etmekti fakat gruba yeni giren basçı Oğuz Durukan ve Klavyeci Uğur Dikmen'in uzun süre isveç'te Asia Minor Mission isimli grupla beraber yaptıkları müzikten ötürü batı progressive rock müziği konusunda deneyimli fakat Anadolu- Rock konusunda deneyimsiz olmaları bu grubun soundunun batıya kaymasına sebep oldu. Cem Karaca bu grubu ünol Büyükgönenç ile birlikte kurmuştu fakat daha bir 45'lik yapımına bile girişmeden grupla verilen birkaç konser sonrası grubun kuruluş ilkelerine uyulmadığı gerekçesiyle ünol Büyükgönenç gruptan ayrıldı. Dervişan grubu müzik yaptığı sürece gerçek anlamda birçok kadro değişikliğine uğramış bir gruptu. Bu grubun kilit isimleri ise Cem Karaca ve Uğur Dikmen'di. Cem Karaca'nın Kardaşlar ve Moğollar'da politik rock müziği çalışmalarına (Kardaşlar-Oy Gülüm Oy, Moğollar-ihtarname) yer vermiş olduğu görülse de ciddi anlamda sol söyleme geçtiği ve sanat toplum içindir düşüncesini gerçek anlamda benimsemiş olduğu esas grup Dervişan'dır. Dervişan politik-rock yapmanın yanısıra ingiltere'de King Crimson,Yes,Emerson Lake&Palmer gibi grupların öncülük ettiği progressive rock müziğinin Uğur Dikmen ve Oğuz Durukan gibi ustalar sayesinde türkiye ile tanışmasında önemli rol oynamıştır. türkiye'de bu tarz çalışmalar zaten olmuyor değildi(Barış Manço'nun 2023 albümü gibi) fakat Dervişan gerçekten "Zamanında acaba türkiye'de progressive rock yapıldı mı?" sorularının hepsini safdışı edebilecek nitelikte bir grup olarak türk Rock tarihinde derin izler bırakmıştır. Cem Karaca toplama olmayan ilk LP'sini yine bu grupla çıkarmıştır."Yoksulluk Kader Olamaz" adındaki bu LP adından da anlaşılacağı gibi sol söylemde bir albümdür. Bu albümün kadrosu son ve en uzun sürmüş Dervişan kadrosudur. Basta-Hami Barutçu, davulda-Sefa Ulaştır, gitarda-Taner öngür, klavyede-Uğur Dikmen ve vokalde-Cem Karaca... Dervişan'ın dağılmasından sonra ise Cem Karaca 70'lerdeki son grubu olan Edirdahan'ı kurmuş ve bu grupla Safinaz isminde bir Long Play yapmıştır. Bu Long Play, Barış Manço-Kurtalan Ekspresi'nin 1975 yılı albümleri 2023 ile birlikte türkiye'nin sayılı senfonik rock albümlerindendir.. Edirdahan'dan sonra uzun bir süre Almanya'da yaşayan Cem Karaca yurda döndüğü zaman solo olarak müzik çalışmalarına devam etmiştir. Sanatçının en son albümü, Nisan-1999'un başlarında piyasaya sürülmüş olan "Bindik Bir Alamete Gedeyoz kıyamete" isimli albümdür. Sanatçı Cem Karaca, solunum ve kalp yetmezliği nedeniyle 8 şubat 2004 günü 59 yaşında hayatını kaybettigülyabani
cengiz_kurtoglu.jpg
CENGİZ KURTOĞLU53 kez bakıldı05.05.1959 Yılında Artvin ARHAVİ İlçesinde doğdu.
İlk, orta ve lise öğrenimini Arhavi’de tamamladı. Profesyonel müzik hayatı
öncesi Arhavi’de bulunan çay fabrikasında kısa bir süre memur olarak çalıştı.
O yıllarda "Ciha Dağı Efsanesi" isimli orkestrayı kurarak amatör
müzik çalışmalarına başladı.

Vatani görevini 1979 yılında Ankara’da tamamladıktan sonra
1982 yılında İstanbul'a geldiğinde amatör demo kasetini hazırlayıp bir
müzik firmasına gönderdi.. Ve o tarihten sonra hayatı değişti...

İlk albümü SEN SÖZDEN ANLAMAZMISIN'ı çıkartarak
yüzbinlerin, daha sonraki albümleri ile de milyonların sevgilisi oldu.

24 yıldır mutlu bir evlilik sürdüren Cengiz Kurtoğlu’nun
Aylin adında (22) yaşında bir kızı, Orçun (24) ve Aydın (20)
adında iki oğlu var...

20 Yıldır sahne yaşamını aralıksız bir şekilde idame ettiren Cengiz Kurtoğlu
kendi yönetiminde olan SİMA MÜZİK YAPIM isimli şirketinde büyük oğlu
Orçun Bora Kurtoğlu ile birlikte müzik dünyasına yeni isimler kazandırmaya hazırlanıyor
gülyabani
davud_guloglu.jpg
DAVUT GÜLOĞLU68 kez bakıldı1972 yılında Rize'de doğdu.Memur bir baba ile ev hanımı bir annenin 11 çocuğundan yedinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Genç yaşında anne ve babasını kaybettikten sonra bir dönem futbola merak saran sanatçı, Rize Belediye Spor, Salaha Spor gibi amatör futbol klüplerinde 6 yıl futbol oynadı.
Ancak, içindeki müzik sevgisinin önüne geçemeyerek 1991 yılında İstanbul’a gelen Davut, İstanbul'da çeşiti ticari faliyetlerde bulunduktan sonra (fırın, market, sürücü kursu vb...) ailesinin büyük desteğiyle 1998 yılında ilk albümü "Sarılsam da olmayi" ile müzik dünyasına merhaba dedi. Ancak Güloğlu, ilk alübümüyle beklediği başarıyı elde edemedi.Ancak Güloğlu yılmadı.

Değerli sanatçı Arif Sağ’ın açtığı kurslara devam ederek müzik birikimini geliştirdi. Özel kurslarla çalışmalarına devam etti. Bu müzikal eğitimi kendi bilgi ve yetenekleri ile birleştirdi. Karadeniz ritimlerini günümüz müzik anlayışıyla yoğurarak albümünde kendi müziğini buldu.

Bir çok eser besteleyen sanatçı bu albümünde kendi eserlerini seslendirirken diğer besteci ve söz yazarlarının eserlerini de yorumladı. " NURCANIM " albümünde dört eserin söz ve müziği, bir eserin müziği, bir eserin sözü kendisine aittir.

İlk albümü için " ben beni yansıtamadım " diyen sanatçı memnuniyetsizliğini dile getirirken, sanatın eğitim ve çalışmalara gebe olduğunu kendisine bir kez daha kanıtlamış oldu. Bu doğrultuda uzun süren çalışma ve araştırmalar neticesinde " NURCANIM " albümünü yaptı.

2001 yılının ocak ayında çıkan bu albümün ilk klibini , " NURCANIM " ikincisini ise " BENİM BÜYÜK ALLAHIM " adli parçalarına çekti. Son zamanlarda en çok satan albüm listelerinde uzun bir süre baş sırayı çeken bu albüm çekilen her yeni klip ile de satış grafiğini yükseltiyor ..

2,5 yıl aradan sonra bomba gibi bir albümle geri döndü. "Katula, Katula" ismini verdiği albümünü 2003 senesinde çıkaran Davut Güloğlu albümde söz yazarlığını da ortaya çıkardı. On iki şarkıdan oluşan albümün aranjörü Suat Aydoğan. Davut Güloğlu'nun , bir şarkıda söz ve müzik, üç şarkı da ise söz yazarlığı yaptığı albüm 1,5 senelik bir çalışmanın ürünü...Albümün stüdyo çalışmaları ise tam 1500 saat sürmüş. İlk albümdeki uğurun bozulmamasını isteyen sanatçı bu albümde de a'dan z'ye aynı ekiple çalıştı.

Zeynel Abidin'in çektiği fotoğraflarla yazın her rengini albüme taşıyan Davut Güloğlu ekranlara çıktığı ilk andan itibaren halkın büyük ilgi ve sevgisiyle karşılaştı. Her geçen gün sevenleri ve dinleyicileri artan sanatçı bu büyük ilgiyi verdiği her yeni konserde çok daha yoğun hissediyor.

Sanatçının en büyük hedefi ise kendini özünü ve kişiligini hiç bozmadan sanatında her geçen gün daha başarılı olmak ve bir gün Karadeniz müziğini Avrupa’ya taşıyıp sevdirmek.



Albümleri

Katula,Katula(2003)
Nurcanım(2001)
Sarılsam da Olmayi(1998
gülyabani
demetakalin.jpg
42 kez bakıldıgülyabani
Demir-Demirkan.jpg
DEMİR DEMİRKAN44 kez bakıldı12 Agustos 1972 yılında Adana'da doğdu. Üniversite yıllarından önce Ankara ve İzmir'de, daha sonra ise Bilkent Üniversitesi İngiliz dili ve edebiyatı bölümünde öğrenim gördü. Üniversite yıllarında Pentagram gurubuna gitarcı olarak katıldı. Pentagtam gurubu ile "Trail Blazer" albümünü tamamladıktan sonra Los Angles, CA'ya taşınarak 1992 de Musicians Institute'da eğitime başladı. Paul Hanson, Scott Henderson, Frank Gambale gibi bir çok müzisyenle beraber çalıştı. Mezuniyetinden sonrada Los Angeles'da kalarak pop-jazz, Afro, Latin ve Rock gibi birçok müzik tarzında kayıtlarda bulundu, gitar caldı ve müzik yazdı.

1996'da eve, İstanbul'a döndü. Dönüşünde Pentagram gurubu ile Anatolia albümünün kayıtlarını yaptı, ve Şebnem Ferah'ın "Kadın" albümünün prodüktörlüğünü üstlendi. Aynı yıl Sertab Erener'in "Sertab gibi" albümünün prodüksiyonunu gerçekleştirdi (1997). Prodüktörlük tarafı ağır bastığı için Pentagram gurubundan ayrıldı. 1999 yılında Şebnem Ferah, "Artık Kısa Cümleler Kuruyorum" ve Sertab Erener'in "Sertab" albümünü hazırladı. Ricky Martin ve Sertab Erener'in düet yapığı, prodüktörlüğünü Desmond Child'ın üstlendiği "Private Emotions" adlı şarkının kayıtlarında bulundu, bu versiyon orta dogu ülkelerinde yayınlandı.
1999 yılında Sony müzik Türkiye ile antlaşma imzaladı. İlk solo albümü mayıs 2000 yılında yayımlandı.
İki Tv filminde yardımcı roller aldı. 2000 yılının sonunda Sertab Erener in "Turuncu" albümü için tekrar stüdyoya girdi. 2002 yılının Mart ayında 2. solo albümü "Dünya Benim" i yayımladı.
Demir Demirkan 2002 ekim ayından itibaren Show TV'de yayınlanmaya başlayan 5'i Bir yerde adlı TV Dizisinin başrolünde yeraldı. Jenerik şarkısı ve müziklerini yazan Demirkan, Hayat Sensiz Olmuyor adlı şarkıya da diziden alınan görüntülerinde bulunduğu bir klip de çekti.
2003 yılının Eurovision şarkı yarışmasında Türkiye'ye birincilik getiren "Everyway That I Can" adlı şarkıyı besteledi ve sözlerini yazdı.
gülyabani
76 resim var 7 sayfada 3